“Kendilik nesnesi” erken dönemde bireyin benliğinin oluşumu ve bütünlüğünü sağlamada rol oynayan, bakım veren kişiyi ifade etmektedir. Kendilik psikolojisi, insan zihnine “kendilik” olarak bakan bir yaklaşım olmakla beraber, erken dönemde onaylanma ve kabul ihtiyacının karşılanmaması sonucu, bireyin nesne sevgisi gereksiniminin abartılı olarak onay ihtiyacına dönüştüğünü ve farklı kendilik nesnelerine onay bağımlılığı geliştirdiğini ileri sürmektedir.
Kendilik üzerine ilk çalışmaları yapan Kohut’un ortaya koyduğu en önemli katkılardan biri olan ‘Kendilik Nesnesi’ kavramı, dış dünyadaki bazı nesnelerin bireyin iç dünyasındaki anlamı ya da karşılığını ifade etmede kullanılan bir terim olmuştur. Bu nesneler bireyin kendini anlamak, iç ve dış dünya ile kurduğu ilişkideki bağlantıyı sağlamak amacıyla anlamlandırılan araçlar olarak düşünülmektedir. Bu nesneler zaman içinde farklılaşsa da işlevleri yönünden pek farklılık göstermez. Çocukken anne, baba ya da bir oyuncak iken, yetişkinlikte eş, yakın arkadaş, çocuk ya da bir sanat yapıtı olabilir. Kohut kendilik nesnelerini “idealleştiren kendilik nesneleri” ve “aynalayan kendilik nesneleri” olarak ikiye ayırmıştır. Bu nesneler olmadığında kendiliğin oluşumu, sürdürülmesi, bütünlüğü veya gelişimi pek mümkün değildir. Diğer bir deyişle kendilik, kendilik nesneleri aracılığıyla yürütülen sonu gelmez bir araştırma ve yorumlama sürecidir.
Kendilik nesneleri, bireyin yaşamında önemli olan, kendi uzantısı olarak algıladığı nesnelerdir. Kendilik nesnesinin işlevleri, bireyin kaygısını yatıştırmak, benliğinin varoluşundan ve gelişiminden aldığı hazzı onunla etkileşim içinde olup ona yansıtarak sürdürülmesine, kendine güvenin yapılanmasına ve devamlılığına katkı sağlamak olduğu söylenebilir.
.
.
.
Boysan, M. (2015, Ekim) Kendilik Psikolojisinin Psikolojik Danışma Sürecine İlişkin Öngörüleri, 13. Ulusal Psikolojik Danışma Ve Rehberlik Kongresi, Mersin.
Gökçe, J. (2016) Kendilik Nesnesi Olarak Sanat Yapıtı.
Terbaş, Ö. (2004). Kendilik Psikolojisi Kuramına Göre Kendilik Bozuklukları: Bir Olgu Sunumu. Türk Psikiyatri Dergisi, 15(1), 70-76.
Comments